
Allah, herkesten daha yakındır.
Allah, en iyi gören ve işitendir.
Allah, en merhametlidir.
Allah, en çok bağışlayandır.
Allah, en güçlüdür, kimseye muhtaç değildir, herşey O’na muhtaçtır.
Allah, en cömerttir. Karşılıksız verir. Yedirir, yedirilmeyi istemez.
Allah, cennetin/cehennemin sahibidir.
Alemi yaratırken, yağmuru yağdırırken, kainatı yönetirken hiç bir ortağı yoktur. Ahiret aleminde de hiç bir ortağa ihtiyacı yoktur.
Kimin cennete gireceğini, kimin cehenneme gireceğini en ince ayrıntısıyla O tayin eder.
Kur’an derki;
“Allah’tan başkasına tapmayın, herhangi bir şeyi O’na ortak etmeyin, kula kul olmayın.”
(Âl-İmran,64)
Allah, Din konusunda söyleyeceğini söylemiştir. Din olarak bizlere İslamı beğendiğini (Maide,3), Hz. Muhammed ile Peygamberliğin, Kur’an ile de vahyin bittiğini haber vermiştir. Dolayısıyla, Kur’an ve sahih hadislerin dışında din adına söylenenlere itibar etmenin, boşa kürek sallamaktan öte geçmeyeceğinin iyi bilmesi gerekmektedir.
Allah ile konuştuğunu, Hz. Muhammed ile denetime çıktığını iddia edenlere inanıp kula kul olanların ne büyük felaketlere sebebiyet verdiklerini bu ülkede yakın zamanda canlı olarak yaşadık.
Vahiy bitmiştir. Hz. Muhammet (a.s.)’dan sonra Allah kimseye din konusunda bilgi vermeyecektir. Buna rağmen Allah’tan bilgi aldığını, Kur’an ve sahih hadislere ilave sayılacak rüyaya dayalı bilgi aktaranlar sahtekardır, yalancıdır.
Kur’an, boşa kürek çekenlerden bahseder. Dünyada iyi işler yaptığını zannederler ama çok ziyana uğrayacaklardır, der. (Kehf,103-104)
Beş vakit namazda günde kırk defa okuduğumuz Fatiha Suresindeki;
“Allah’ım! Biz sadece ve sadece sana ibadet eder, sadece ve sadece senden yardım isteriz. Bizi doğru yola ilet!” ayetinde geçen ‘Doğru yol’a ulaşmak için biz kullara;
Kur’an öğretileri ışığında Allah’ı tanımak, O’nu unutmamak, O’nun ışığıyla yürümek yeterlidir.