Şeker hastaları oruç tutmadan önce detaylı tetkikler yaptırmalıdır. Hastanın sağlık durumu bir takım hususlara göre değerlendirilmelidir: Şeker hastalığı ne tür, organ hasarı var mı, yok mu? insülin kullanılıyor ise hangi protokolü takip ediyor, eğer hasta kan şekeri düzenleyici ilaç ve/veya insülin alıyorsa, dozlarını oruç için yeniden ayarlamak ve dozu iftara yaklaştırmak gerekir. Bu nedenle, oruç tutup tutmama kararı kendi başınıza değil doktorunuz tarafından verilmesi gerekir. Ayrıca oruç sırasında kan şekeri sık sık takip edilmeli ve hasta beslenme programına uymalıdır.
Kardiyak hastaların mutlaka Ramazan öncesi kardiyolog tarafından değerlendirilerek bireysel olarak oruç tutup tutamayacağına karar verilmelidir. Ramazan da acil servise başvurular, iftar sonrası ilk birkaç saatte artmaktadır. Bunun iftarda tüketilen gıdalara bağlı olduğu düşünülmektedir.
Kardiyovasküler rahatsızlığı olan hastalar, diyabetli bireyler gibi ramazan boyunca iki öğün yerine üç öğün yemek yemelidirler. Bu üç öğün iftar, iftardan 2-3 saat sonra ve sahur şeklinde olmalıdır. Bu sayede öğün miktarı bölündüğünden dolayı hastanın kardiyak yükü artmamış olacaktır.
Özellikle koroner arter hastalarında iftarda fazla miktarda yağlı ve rafine karbonhidrat içeren gıda tüketimi mide ve bağırsak sistemine giden kan miktarının artışına neden olarak kalbin iş yükünü artıracaktır. Ramazan ayı boyunca istemeden kilo almanıza neden olabilir. Bu gıdalar, kan kolesterolünüzü ve kan basıncınızı sağlıklı seviyelerin üzerine çıkarabilecek doymuş yağlar ve tuzlarda daha yüksek olma eğiliminde olduklarından kalp sağlığınızı da etkileyebilir.
Hipertansiyon hastaları az yağlı süt ürünlerini tüketmelidirler. Çünkü kalsiyum kan basıncının düzenlenmesinde ve kemik sağlığının iyileştirilmesinde önemli bir rol oynar.
3 hastalık grubu içinde geçerli beslenme önerileri ise;
Uzm. Dyt. Tevhide Çelenk