Haber Ordu Ordu Haberleri
KÖŞE YAZILARI

Aşure Güne ve Önemi

admin
05 Ağustos 2022 10:09
Son Güncelleme: 05 Ağustos 2022 10:09

İslam tarihinde acısıyla tatlısıyla çok önemli yere sahip olan Aşûre günü aynı zamanda unutulmayacak acı olaylara sahne olmuştur Öte yandan Muharrem ayının 10. günü olan Aşure (Aşure) İslam inancına göre çok önemli olaylara şahitlik etmiştir ve kutsal sayılmaktadır.Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de bildirdiği üzere:“Allah katında ayların sayısı on ikidir.” Tevbe, 9/36.Bu aylardan biri de içinde bulunduğumuz Muharrem ayıdır. Muharrem ayı, Rabbimizin rahmetine mazhar olmuş müstesna bir zaman dilimidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.):“Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur” Müslim, Sıyâm, 202 buyurarak bu ayın manevi bereketine işaret etmiştir.Hanefi ve mâliki mezheplrrine göre Muharrem ayının 9.10.11 günü oruç tutmak sünnet kabul edilmiştir. Muharrem ayı aynı zamanda hepimizin ortak acısı, tarihimizin yürek yarası olan Kerbelâ olayının yaşandığı aydır. Hz. Hüseyin Efendimiz ve çoğu Ehl-i Beytten olmak üzere, beraberindeki yetmişten fazla Müslüman, Kerbelâ’da şehadet şerbeti içmiştir. Kerbelâ, çetin bir imtihanın ve derin bir hüznün adıdır. Kerbelâ, Sevgili Peygamberimizin aile efradından asırlara miras kalan ağır bir derstir. Bugün Kerbelâ denince bağrı yanan, Hz. Hüseyin anılınca “Ah!” çeken her Müslüman, Kerbelâ üzerine düşünmeli, onu doğru anlamalı ve ondan ibretler çıkarmalıdır. Bu sene Aşüre günü 10 Muharrem 2022 günü yani 8 Ağostos pazartesine rastlamaktadır Aşure ayı yani muharrem ayı İslam inancında savaşmanın yasaklandığı 4 "Haram" ayın ilkidir. Bu aylar sırasıyla Muharrem - Recep - Zilkade ve Zilhicce aylarıdır... Her sene 1 Muharrem yılbaşı olarak kutlanır. Hicri yılın ilk ayı olan Muharrem ayının birinci günü Hicri yılbaşı olarak kabul edilmektedir. Muharrem ayında meydana gelen önemli olaylardanda bahsedersek şöyledir. - Hz. Âdem'in işlediği günâhtan sonra tövbesinin kabul edilmesi, - Hz. İdris'in diri olarak göğe yükseltilmesi, - Hz. Nuh'un gemisinin tufandan kurtulması, - Hz. İbrahim'in ateşte yanmaması, - Hz. Yakup'un oğlu Yusuf'a kavuşması, - Hz. Eyyub’un hastalıklarının iyileşmesi, - Hz. Musa’nın Kızıldeniz'den geçip İsrailoğulları'nı firavun'dan kurtarması, - Hz. Yunus’un balığın karnından çıkması, - Hz. İsa'nın doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükseltilmesi... Bizlerde bir kul olarak bu gün veya gecelerde Rabbi’ne kulluğunu ihlas ile arz ederse, bu gün veya gecelerin faziletinden istifade edebilir. Yoksa bu günde Hz. Hüseyin efendimizin haince şehit edilmesini izah etmemiz mümkün olmaz. Yezid ve avanesi Rabbimiz’e kullukta ihanet içinde oldular, bu gün onların kurtuluşu değil, azap günü oldu. Öyleyse biz bu Aşure Günü’nü bir yerinme ya da övünme günü olarak değil de, Rabbimiz’in bizlerin önüne  koyduğu özel bir fırsat olarak değerlendirelim. Önce bize verdiği bunca sayısız nimet için şükredelim. Hatalarımızdan, günahlarımızdan tövbe edelim. Şeytandan, insanın gönlünü, kalbini ifsat eden insanlardan Rabbimiz’e sığınalım. Sonra ona dua edelim. Bizleri bu doğru yolda, sırât-ı müstakîmden ayırmaması, tüm Müslümanlar olarak, Hz. Muhammed’in ümmeti olma bilinciyle kardeşlik bağlarımızı güçlendirmek için bize, önce kendi nefsimize karşı direnme gücü vermesini niyaz edelim. İnsanlığın kurtuluşu için yalvaralım, yakaralım. İşte bu özel gün, bu Aşûre Günü bizim için ancak o zaman bir anlam ifade edecektir. Âdem, Nûh, İbrâhim ve Mûsâ (a.s.) gibi bu dünyada insanlara Allah’a kulluk etme yolunda öncülük etmiş peygamberler gelip geçtiler. Ebû Cehiller Peygamber Efendimiz’e uymadıkları için, Kâbe’nin içinde de yaşasalar, 100 yıl ramazan ve Kadir Gecesi ile Aşure Günü geçirseler bir anlamı olmayacaktır. Bu gecelere değerini bizler ancak ihlaslı kulluğumuzla verebiliriz. Bende diyorum ki Yeni Kerbelâ’lar yaşamamak için, aynı imanı, aynı acıyı,  ve özlemi hep beraber taşıyalım.kalplerimizi birleştirelim. Gönüllerimizde birbirimize yer açalım, hayatlarımızı muhabbetle buluşturalım. Ortak acılarımıza ve çözüm bekleyen sorunlarımıza ferasetle, basiretle, sorumluluk ve duyarlılıkla yaklaşalım. Bizi biz yapan mukaddes değerlerimiz etrafında kenetlenelim. Hz. Hüseyin’in asaletini ve güzel ahlakını kendimize şiar edinelim. Bu vesileyle şehitlerin serçeşmesi Hz. Hüseyin Efendimiz başta olmak üzere Kerbelâ’dan bugüne kadar, hakikat, hürriyet, izzet ve mukaddesat uğruna canını feda eden bütün şehitlerimizi, rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum. Temenim odurki;;Bir daha böylesi acı olayların  yaşanmamasıdır. Selam ve mahabbetlerimle... Hüseyin Deniz

Yorum Yazın